Anasayfa > Tarihçe

Tarihçe


Asansör kelimesi İngilizce karşılığı olarak elevator olarak adlandırılmıştır. Asansör terim olarak dikey olarak ulaşım sağlayabilen bir araç ve ekipman birleşiminden meydana gelen ve genellikle elektrik motorları veya hidrolik pompalar vasıtası ile çekiş ve kaldırma gücü sağlayan makinelerdir. Global olarak asansör makineleri elevator olarak adlandırılmaktadır. İngilizcenin evrensel dil olarak temel alındığı tüm dünyada asansör elevator kelimesi ile kimlik kazanmakta. Almanca dilinde Aufzug, fransızca dilinde ascenseur, italyan dilinde ascensore, portekiz dilinde ise elevador olarak karşılık bulmaktadır.
Asansörler yüksek ve sık katlı yapılarda bulundukları gibi, tren istasyonlarında, gemilerde, tiyatro ve sahnelerde, uçaklarda ve fabrikalar içinde kullanılan yüksek teknolojili ve bilgisayar destekli makineler haline gelmiş durumda.
Asansörler fonksiyon ve kullanım amaçlarına göre; Şahıs asansörleri, yük asansörleri, sahne asansörleri, araç asansörleri, tekne asansörleri, engelli asansörleri, uçak asansörleri, araç asansörleri gibi çeşitlere ayrılmaktadır.
Asansörler üretildikleri tasarım ve çalışma prensiplerine göre; hidrolik asansör, elektrikli asansör, halatlı asansör, monşarj asansörleri ve pnömatik gibi çeşitli kategorilere ayrılmaktadır.
Çağdaş bir asansör aşağıdaki parçalardan oluşmaktadır.

  • Asansör makine motor
  • Asansör fren sistemi
  • Asansör kumanda sistemi
  • Asansör kabin
  • Asansör kapıları
  • Zemin
  • Asansör hız kontrolleri
  • Asansör butonları
  • Asansör küpeşteleri
  • Asansör kaplamaları
  • Asansör tavanları
  • Bilgisayar teknolojisi
  • Acil yardım tertibatı

Asansör Tarihi Tarihteki İlk Asansör prensibi M.Ö 282 Arşimet, İlk hidrolik sistem araştırmaları 16 nci yüzyıl Pascal, 1738 Tarihinde Bernoulli ve Evangelista Toriçelli tarafından yapıldı. Günümüzde kullandığımız asansör sistemlerini, hidrodinamik ve suların akış ve hareketlerini inceleyerek, akışkanların sahip oldukları enerjileri bulan Pascal, Evangelista Toriçelli ve Bernoulli adındaki bilim adamlarına borçluyuz.
Tarihsel kaynaklarda ilk çalışabilen basit asansör roma dönemine rastlıyor, tarihteki ilk asansörün yapılışı milattan önce MÖ 212 olarak yazılı kaynaklarda. Bir roma generali olan Marcellus, İtalya’da bugün Sicilya (Sirakuza) olarak adı geçen şehri kuşatma altına alırken büyük ve kuvvetli ordusu ile çok zorlanarak ağır kayıplar vermişti. Roma generali marcellusun ağır kayıplar vermesinin nedeni Yunan bir matematikçi, filozof ve astronom olan Arşimet’in yaptığı özel asansör sistemleri idi. Arşimet yaptığı asansör sistemi ile şehri çevreleyen kalelerin üzerine makaralar yardımı ile kaldırma gücü sağlayarak çıkardığı ağır taşları bir mancınık yardımı ile roma ordusunun üzerine yağdırmıştı. Asansörlerin atası olan bu sistem nedeni ile ağır kayıplar veren roma ordusu buna rağmen Sicilya’yı kuşatmayı başardılar.
Tarihteki İlk Kaldıraç Mekanizması (asansör) Bir Savaş Makinesi miydi?
M.Ö 212 yılının sonbaharında Arşimet 70 li yaşların ortalarında iken, Sirakuza kralı Hieronun ikinci Bhon savaşında şehir tamamen düşmüştü. Sirakuza kralı Hieron ölmeden önce Romalıların tarihsel düşmanı Kartacalılar ile birleşme kararı almıştı. Bu haberi duyan roma konsülü derhal toplanıp ünlü generalleri Claudius Marcellus’u Sirakuzayı kuşatası için roma ordusu ile birlikte Sirakuzaya gönderdiler. Roma ordusu gücü ve askeri yapısı ile devrin süper gücü durumunda idi. Sirakuza şehri, roma ordusuna karşı koyabilmek ve şehri savunabilmek için zekâsı ve icatları ile ün yapmış Yunan bir bilim adamı olan Arşimet’ten yardım ister. Arşimed yardım isteğini kabul eder! Romalıların arşimedin makineleri ile tanışması uzun zaman almayacaktır. Tarihsel kaynaklardan şehir surlarına kıyıdan yaklaşan bir roma gemisini dev bir kaldıracın havaya kaldırılarak, pruvasından ikiye ayırdığı kaynaklarda yazıyor. Büyük bir kaldıracın kolları ve dev kasnaklar bulunan bir mekanizma asansör prensibini ve kaldırma gücünü ortaya koymaktadır.
Arşimet’in mühendislik zekâsı ile tanışan roma ordusu tarihte ilk kez bir savaşta kullanılan kaldıraç sistemi olan savaş makineleri ile ağır kayıplar verdi. Asansörün atası olan kaldıraç sistemini bulan ve bundan çok daha önce suyun kaldırma gücünü keşfeden Arşimet, Sirakuza kuşatması sırasında kaldıracının başında savaşırken başı kesilmek sureti ile öldürüldü. Yunan matematikçi, fizikçi, astronom, filozof ve mühendis Arşimet bugün ki asansörlerin atası olan kaldırma sistemini bulan kişi olarak tarihe geçti.
Sanayi devrimi ile birlikte kırsal kesimden şehir yaşamına geçilmiş, şehirlerde yükselen çok katlı binalarda asansörler yerlerini almışlardır.
Asansörlerin tarih içindeki gelişim serüveni basit kaldıraçlardan, savaş makinelerine uzanan 1000 yıllık bir zaman sürecini kapsamaktadır. 1800’lü yılların başlarında sanayi devrimi ile birlikte asansörleri geliştirmek için çok çeşitli fikirler üretildi. Elektriğin sanayide kullanımı ile birlikte 19. yüzyılın sonlarına doğru düşey taşıma makineleri asansörlerin tarihteki miladı olarak kabul edilebilir. Asansörlerin zaman yolculuğunda gelişim ve değişim sürecinin hızlanması elektrik enerjisinin kullanımı ile birlikte farklı bir kulvara girdi.
Geçmişten, günümüze asansör.
Tarihteki ilk ilkel asansör arkeolojik kaynaklara göre milattan önce 3. yüzyılda hayvan gücü kullanılmak sureti ile çalıştırıldı.19.yüzyıldan itibaren buhar gücü ile çalışan hidrolik asansörler fabrikalarda yük taşıma amaçlı kullanılmaya başlanmıştır. Bu yazımızda asansörlerin M.Ö 3. yüzyılda başlayan ve günümüze kadar gelen asansör tarihi sürecini ve asansör teknolojisinde yaşanan gelişmeleri ortaya koyacağız.
Milattan önce 3. Yüzyıl Hayvan gücü ve ile çalışan ilk ilkel asansörler kaldıraçlar kullanıldı farklı kaynaklara göre suyun kaldırma gücü kullanıldığı farklı asansör mekanizmaları da milattan önce 3. yüzyılda kullanılmıştır.
Milattan önce 236 yılında tarihi kaynaklara göre bir savaş makinesi olarak ilk asansör Yunanlı bilim adamı Arşimet tarafından inşa edildi. Suyun kaldırma gücünü bulan Arşimet asansör çalışma prensibinin atası olan mekanizmaları kullanmıştır.
1000 yıllarında mısır piramitlerinin yapım aşamasında bir asansör sistemi ile taş kütlelerini yerine taşıdıkları bilinmektedir. Yine bu tarihlere rastlayan dönemlerde roma imparatorluğu ve eski Yunanistan’da şehirlerin etrafını çevreleyen sur ve kalelerin yapımında asansör benzeri sistemlerin hayvan ve insan gücü kullanılarak çalıştırıldıkları saptanmıştır.
1627′de yılında, İtalyan fizikçi ve matematikçi Evangelista Toriçelli hidrolik biliminin kurucusu ve olan Benedetto Castelli ile birlikte çalıştı.1643 yılında akışkanlar dinamiği ile ilgili bir teorem geliştirdi. Hava basıncını ölçen barometreyi buldu. Daha önceki yıllarda Galileo’nun mekanik bilimi üzerine ilk çalışması sayılan birbirlerine bağlı bulunan cisimlerin ortak ağırlık merkezleri aşağıya doğru hareket ederken, ani hareket edebilecekleri prensibini 1644 yılında yayınladığı, Della Misura dell’Acque Correnti adlı kitapta (Akışkan mekaniği Ölçümleri) neticeye bağlamıştır.
1623-1662 yıllarında yaşayan Fransız matematikçi Blaise Pascal, pascal yasası olarak bilinen bu günde kullanılan hidrolik asansörlerinde çalışma sistemlerinde prensip olarak kullanılan bir buluş gerçekleştirmiştir. Kuşkusuz asansör tarihi açısından en önemli yer Pascal’a aittir.
Pascal yasası: Büyük bir yüzey üzerine uygulanan küçük bir kuvvet biriminin, akışkanların basıncı transfer etmesi esasına dayanılarak, küçük olan yüzeye büyük bir kuvvet taşınması mantığıdır. Hidrolik sistemde pistona etki eden basınç, başka bir pistonda bulunan basıncın eşit oranda artmasına yol açar. Eğer kullanılan ikinci piston alanı birincinin 5 katı ise, basınç miktarı aynı olsa da pistona etki eden kuvvet birimi bir pis tonluk kuvvetin 5 katı olmaktadır. Blaise Pascal sıvının herhangi bir noktasına uygulanacak kuvvet sıvının her yerine aynı oranda etki eder
(Pascal Kanunu).
1812 yılında Frost adında bir Amerikalı mühendis tarafından ilk güvenlik sistemli bir asansör inşa edildi. Frost’un inşa ettiği asansör, iki kayışın ortasında bulunan fren kasnağı sayesinde, serbest bir mil yardımı ile çalışmaktaydı. Ancak bu asansör iki taraftan çekilmek sureti ile hareket etmekte idi. Eski ve ortaçağda kullanılan asansör sistemleri daha çok kaldıraçlara dayalı tahrik mekanizmaları kullanılarak çalıştırılmıştır. Asansör tarihi kaynaklarına göre, ilk insan taşıyan asansörler Moskova ve Londra saraylarında kullanılmak üzere inşa edilmiştir. Asansörler tarihte ilk olarak ”yükselen oda” olarak adlandırılarak 1823 yılında Londra’da sarayda kullanılmıştır.
1800’lü yılların ortalarına kadar tahrik sistemi ile çalışan asansörler 1800’lü yılların sonlarına doğru bir alman mühendisi olan Werner ilk elektrik motoru kullanan ve elektrik motorunun asansör sistemi içinde yer aldığı, bütünleşmiş bir asansör sistemi tasarlamıştır. Alman mucit Werner’in elektrik motorunu kullanan asansör tasarımı miller yardımı ile tırmanan bir mekanizma içermekte idi.
1889 yıllarında asansörlerde kullanılan motor teknolojisi ve asansör kontrol yöntemleri büyük bir hızla gelişerek yüksek binalarda doğrudan kullanılmak üzere geliştirildi. Asansör tarihinde asansör motoruna bağlı tırmanma gücünü sağlayan, dişililer yardımı ile çekiç gücü sağlayan ilk asansörler inşa edilerek 2 ile 30 kat arasındaki yüksek binalarda kulllanılmıştır.1800’lü yılların sonuna doğru binalarda kullanılan ve insan taşıyan ilk asansör sistemi olan dişli asansör sistemleridir.
1900’lü Yıllarda Kullanılan Dişli Asansörlerin Çalışma Sistem Prensibi
Dişli sistem tasarımına sahip asansörlerde çekiş gücü üreten elektrik motoru enerjiyi dişli bir redüksiyon ünitesine aktarır, redüksiyon dişlisi askı tekerleğini hareket ettirerek çevirir. 1900‘lü yıllarda kullanılmaya başlanan dişli asansörlerin daha az enerji tükettiği bir avantaj olarak değer kazanmıştır. Dişli asansör sistemlerinde asansör motoru ile asansör redüksiyon ünitesinde bulunan fren sistemi, asansörün güvenliğini sağladığı gibi asansörü istenilen kat ve seviyede durmasını mümkün kılmaktadır.
1900’lü Yıllardan Sonra Kullanılan Devrim Niteliğinde Olan Dişlisiz Asansörler
1900′lü yılların başında bir Amerikan firması, asansör tarihinde mihenk taşı sayılabilecek ve asansörlerin tarih içindeki seyrini tamamen değiştiren bir asansör sistem tasarımını inşa etmeyi başarmıştır. Asansörlerin tarih içindeki konumunu değiştiren ve günümüze kadar gelecek olan bu sistemin adı ”dişlisiz asansör” dür. Asansör endüstrisinde devrim niteliği taşıyan bu buluş ve içerdiği teknoloji halen günümüzde geçerli olup, dünyanın en yüksek binalarında kullanılan yegâne sistemdir.
Asansör tarihinde ilk modern asansörün doğuşu 1926 yılında inşa edilen ve Empire states gökdeleni yapılana kadar, dünyanın en yetenekli asansörlerine sahip binası olarak ün yapacak olan ve Amerika birleşik devletleri New York da bulunan ve gotik bir mimari tasarıma sahip olan Woolworth olduğunu biliyor muydunuz?
Türkiye Tarihinde İlk Asansör
Türkiye de İlk Asansör Türkiye’nin ilk asansör sistemi bugün Beyoğlu ilçesinde bulunan Pera Palace Hotel de bulunmaktadır. Asansör tarihi sayfalarında yer alan bu asansör 1895 yılında faaliyete girmiştir. Türkiye tarihinin ilk elektrikli asansör sistemi bulunan pera palace hotelin açılışından bir yıl kadar sonra Osmanlıda Tanzimat dönemi 1876 yılında 2. Abdülhamit’in padişah olması ile sona ermiş ve meşrutiyet ilan edilmiştir. Pera palace hotelde bulunan asansör incelenecek olursa, tasarım ve süsleme olarak tüm otelde olduğu gibi dekoratif süslemelere, kıvrımlara ve daha çok bitkisel motiflere yer verildiğine şahit olabilirsiniz. Osmanlı tarihinin bu ilk asansörü o tarihler için yarı modern ve yarı eski bir görünüme neo klasik çizgilere sahip olduğunu anlayabilirsiniz. Yapımında dökme demir ve ahşap malzemeler kullanılan asansör batı ve doğu kültürü ile sentezlenmiş mistik bir görünüme sahiptir. O yıllarda Osmanlı sarayından sonra elektrik bulunan tek binanın pera palace hotel olduğu unutulmamalı! Pera Palace hoteli mimar Alexander Vallaury tarafından yapılmıştır.
Türkiye’nin ikinci asansörü ise bugün ege bölgesinde bulunan İzmir ilinin, konak ilçesi güzel yalı semtinde Mithat paşa caddesi üzerinde bulunmaktadır. İzmir’de bulunan asansör İstanbul teknik üniversitesi makina mühendisliği bölümünden 1965 yılında mezun olan, makina yüksek mühendisi Nesim Levi tarafından 1907 yılında yaptırılmıştır. İlk yıllarda buhar gücü ile çalışan asansör uzun yıllar hizmet verdikten bir dönem sonra çeşitli nedenlerden dolayı kapalı kalarak kullanılmamış (sosyoekonomik nedenler) 1985 yılında İzmir büyükşehir belediyesi tarafından elektrik motorları kullanılarak revize ve modernize edilmiştir. 1985 yılında Osmanlı devletinde bir general olan Ali Fuat Erden Paşa’nın kızı olan Ayten Ökmen’in asansörü Nesim Levi’den satın alması ile el değiştiren asansör, Ayten Ökmen tarafından İzmir büyükşehir belediyesine bağışlanmıştır.